26 Ağustos 2009 Çarşamba

Amerika I - Gecekondu.

İnsan Amerika’da gecekondunun ne kadar değerli bir şey olduğunu anlıyor.

Bu kadar çok insan evsiz barksız banklarda, parklarda yatarken gecekondunun nasıl da insanca bir çözüm olduğunu görmemek mümkün mü?

Bizde evsiz az. Çünkü gariban imar edilmemiş toprağı çevirip, başını sokacak derme çatma bir kulübe yapabilir (en azından yakın zamana kadar öyleydi). Ve böylelikle hayata yeniden döner, kendine ait olanı, kendi evrenini kurma yaşatma şansı bulur.

Ama Amerika’da, sosyal devletin bizden de fena durumda olduğu bu enteresan coğrafyada garibanın gücü o çok övülen düzene yetmez. Gidip ne toprak çevirebilir, ne devletin arazisine iki çivi çakmayı göze alabilir. Göze alırsa “vergi veren” o muhteremler burnundan fitil fitil getirirler o çivileri!

İşte böylece bir kez daha anlaşılır ki daha çok kanun, daha çok düzen, kanuna uyum herkese ferah, güvenlik, muhabbet olarak dönmez; gecekondu sahibi olamayan evsizler örneğinde olduğu gibi bazılarına sadece şiddet olarak döner. Onu kaskatı sarar, hareket ettirmez, bankta uyumaya mecbur eder.

Çalışsaydı da kazansaydı. Allah çalışana hak ettiğini verir.

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Gurbette bir başka ihtiyaç oluyor köşeyazısı okumak.

İnsan yurtdışında olunca daha çok okuyorsa memleketin gazetelerini, bir bir arşınlıyorsa köşekadılarının şırfıtmalarını, daha bir siyasal analiz insanı daha bir kıyaslamalar maradonası oluyorsa...

gelin buna özlemin bir biçimi diyelim
üzmeyelim gurbettekini...