21 Ağustos 2010 Cumartesi

Beyaz Türklerin korkuları ve Ergün Poyraz vakası.

Bir haftadır Ankara'da kitapçıları geziyorum. Satış listelerinin bir numarasında, en çok satan raflarının en önünde hep o kitap var: Ergün Poyraz'ın başbakan hakkında yazdığı Takunyalı Führer... Daha çıkalı doğru düzgün zaman geçmeden üçüncü 30.000'lik baskıyı yapmış.

Kitabı biraz karıştırınca korkunç bir saçmalıkla karşı karşıya olduğunuzu kolayca anlıyorsunuz. Bir bok atma kitabı Poyraz'ınki. Erdoğan'ın ne kadar korkunç bir canavar olduğunu anlatmak için aklına geleni, ordan burdan duyduğunu, muhtemelen uydurduğunu, velhasıl bulabildiği her şeyi sıkıştırmış kitabın içine. Keşke en çok dikkat çeken yanı bu toplama hali olsaydı kitabın, ama değil, Poyraz'ın her satıra sinmiş ırkçılığı çok daha fazla mide bulandırıyor. Yazarımız, Erdoğan'ın Türk olmadığını göstermek için kırk bin takla atıyor, tüm belaları buraya bağlıyor.

(Elbette bu tavır içinde bir yazarın Erdoğan'ı tarihin emsal ırkçısı Hitler'le özdeşleştirmesi de kör göze parmak bir ironi olarak ortalıkta salınıyor.)

Yalçın Küçük'le tavana vuran bu vatansever soy-avcılığı bayağı bayağı meslek haline gelmiş. Ankara kitapçılarının çok satan listeleri bunun kanıtı. Yine Poyraz'ın Takunyalı Führer'den önce Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan hakkında yazdığı Musa'nın Çocukları serisi var mesela. Ve bunlara eşlik eden ırkçılıkla komplo teorilerini iç içe ören bir yığın başka kitap. Bunlar çok çok çok satıyor.

Memleketin okur yazar orta sınıfının politik bilgisini bu sapık literatürden devşirdiğini gösteren söz konusu bolluk fena halde içimi karartıyor. Demek ki Türkiye'de olan her şeyi, birilerinin gizlice Rum ya da Ermeni olduğuna ya da başka devletlerin sinsi oyunlarına bağlayan bir OKUR-YAZAR orta sınıf var. Beyaz Türkler temelleri sarsılan algı dünyalarında açılan yaralara ırkçı hezeyanlardan merhem yaratmaya çalışıyor. Sonra Ergün Poyraz gibiler gazeteci-yazar-düşünür sınıfından söz sahibi karakter hale geliyor, birilerinin fikir alemine yön verecek kuvvete erişiyor.

Tabii, bu damar içi gören DNA avcısı ırk-ölçerlerin şerrinden korkmak için daha başka sebepler de var. Tayyip Bey'in "boya değil soya bak"ından daha dün Cemil Çiçek'in yaptığı "sünnetsiz teröristler" açıklamasına düz ırkçılık her yerde; boğazımıza kadar içindeyiz bu bokun.

Sonra gelsin Asiye nasıl kurtulur umutsuzluğu...

Hiç yorum yok: