8 Mart 2009 Pazar

Baharın gelişini gördüm.

Bir haftadır aralıksız yağmur yağıyordu. Canımızdan bezdik.

Cuma öğleden sonra, yani iki gün önce, az buçuk nefes almak için çalıştığım yerden çıktım. Elimde bir öncekini fırtınaya kurban verdiğimden daha o gün aldığım kırmızı şemsiye.

İşyerinin kapısında başımı uzattım ve yağmur aniden kesildi. Neşelendim.

Şemsiyeyi kapattım ve yürümeye başladım. Kahve içmek için hep gittiğim bara girdim.

Bardan çıktığımda gökyüzünde ışık hüzmeleri belirmişti. Bulutlar dağılıyordu. İçimi tatlı, hop hop bir his kapladı.

İşyerinin kapısına döndüğümde aylardır güneşin ilk defa ısıttığını fark ettim. Sıcacıktı namussuz.

Koşasım, hoplayasım geldi. İşyerine girmedim.

Bir saat sonra kafelerin hepsi deniz kenarına sandalyeler dizdiler. Yaşlı kadınlar yürüyüşe çıktı, bebeler koşuşmaya başladı.

Kentimize bahar geldi ve geldiğinde ben ordaydım.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Balıklar balıklar
Gelin teknemize
Burda da su var
Kovaların içinde

Hatırlıyorum ben bir deniz
Irmak gibi boyuna uzanan
Karşı kıyıya geçmek için
Ayaklarını kullan
Çünkü hava güzel
Ve neşe neşeli bir adam
Dünyaya getirdi

Nora Angelova

Adsız dedi ki...

Ve neşe neşeli bir adam dünyaya getirdi, yüzyıl önce yazmış gibi hissettim.

Yazdıklarına verdeğim karşılığa şiir diyorsan, sen de sağol.

Nora Angelova

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

neden denmesin, neden demeyeyim ki nora?