26 Ağustos 2009 Çarşamba

Amerika I - Gecekondu.

İnsan Amerika’da gecekondunun ne kadar değerli bir şey olduğunu anlıyor.

Bu kadar çok insan evsiz barksız banklarda, parklarda yatarken gecekondunun nasıl da insanca bir çözüm olduğunu görmemek mümkün mü?

Bizde evsiz az. Çünkü gariban imar edilmemiş toprağı çevirip, başını sokacak derme çatma bir kulübe yapabilir (en azından yakın zamana kadar öyleydi). Ve böylelikle hayata yeniden döner, kendine ait olanı, kendi evrenini kurma yaşatma şansı bulur.

Ama Amerika’da, sosyal devletin bizden de fena durumda olduğu bu enteresan coğrafyada garibanın gücü o çok övülen düzene yetmez. Gidip ne toprak çevirebilir, ne devletin arazisine iki çivi çakmayı göze alabilir. Göze alırsa “vergi veren” o muhteremler burnundan fitil fitil getirirler o çivileri!

İşte böylece bir kez daha anlaşılır ki daha çok kanun, daha çok düzen, kanuna uyum herkese ferah, güvenlik, muhabbet olarak dönmez; gecekondu sahibi olamayan evsizler örneğinde olduğu gibi bazılarına sadece şiddet olarak döner. Onu kaskatı sarar, hareket ettirmez, bankta uyumaya mecbur eder.

Çalışsaydı da kazansaydı. Allah çalışana hak ettiğini verir.

9 yorum:

ligea dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
ligea dedi ki...

kurgusalını da yapmıslar romanın:

http://www.youtube.com/watch?v=RjDca5xSFcs

ligea dedi ki...

ne dikkatli bir gözlem..
bir de kutu adam vardı, abe kobo nun ..kutularda yaşayan evsizlerin romanı

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

pek güzelmiş kurgusalı. ellerine sağlık yapanın.

evsizlerin arasında çok sayıda sakat, çok sayıda hasta yaşlı da var. insan ne diyeceğini bilemiyor. sonra da gece dışarı çıkmayın, tehlikeli falan diyorlar. olsun artık.

Eleştirel Günlük dedi ki...

Izninizle bazi eklemeler: Evsizlerin cogu akil hastanelerinden paralar kesilince sokaga birakilanlardir ve bircogu hastadir, devamli ilac kullanmaktadir, vs. vs. Yani ev verseniz de pek evde kalacak tipler degildir bircogu. Bununla iliskili olarak sunu da eklemeli bilmiyorum sosyal devlet taniminiz ama Amerika hic bir zaman sosyal devlet olmamaistir olmasi da cok zordur. Cunku Amerika'da egemen ideoloji sosyal devleti sosyalizme es deger goruru. Bunun icin Obama'yi bile sosyalist diye devirmeye calisiyorlar ya... Evet komik ama gercek... Baska sasilasi bir olgu daha: Amerika devlet'in simgesel varligi disinda varolusunu da icine sindiremez. Amerika'daki egemen ideoloji sadece serbest piyasanin hukumranligina inanma egilimi gosteriri...

muhabetle...

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

Sevgili Eleştirel Günlük, evsizlerin büyük kısmı akıl hastası diyorsun yani. Şimdi istatistiklere baktım, sayıları iki milyona kadar çıkan evsizlerin %66'sının alkol bağımlılığı, uyuşturucu ya da akıl hastalığı sorunu olduğunu yazıyor. Ama yüzde 44'ü de bir önceki ay ücretli bir işte çalışmışlar. Yorumlaması zor. Ama samimi olmak gerekirse, bunların çoğunluğu "deli"dir zaten ev istemez demek bana ağır bir yorummuş gibi geliyor. Ha, zihinsel rahatsızlığı olan birinin hastaneden sokağa atılması meselesi de ayrı bir şok tabii.

http://www.policyalmanac.org/social_welfare/homeless.shtml

Tabii ki Amerika yetkin bir sosyal devlet değil ama devletin her yerde olduğu gibi üstlendiği sosyal görevler var. Az ya da çok. Ben tanım falan yapmadım zaten, bu sosyal görevleri üstlenme arzusunda bir derece farkını göstermek istedim sadece. Refah devleti gibi sınırları keskin düşünmemek gerekir sosyal devleti. Ama ısrarcıysan "sosyal devlet" yerine "devletin sosyal kaygıları" gibi bir şey diyelim.

Evet, devletin sosyal müdaheleyi arttırmasını sosyalizm gibi anlayanlar var ama yeni sağlık reformu göstere göstere geliyor. Keynes'e de Obama'ya söylenenler denmişti. Şimdi Keynes egemen ideolojinin malı değil mi? Burda da ayrımın fazlasıyla keskin geliyor bana.

Son çıkarımını ise iyice düşünmek gerek. Mesela Amerika'da kamu harcamalarının bütçeye oranı Türkiye'den fazla. Devletin vergi toplama kabiliyeti muazzam. E şimdi devlet ekonomik işletme açmıyor diye, devletin varlığı sadece simgesel diyebilir miyiz?

Çok teşekkürler yorumların için.
Sevgiler.

kamøløsø dedi ki...

Çok güzel bir yazı, ve okuyanın gecekondulara bir anlığına da olsa bambaşka açılardan bakmasını sağlayacak çok dikkatli bir gözlem...
Teşekürler

Adsız dedi ki...

Amerika'da 'Devlet Arazisi' denen imar edilmemiş arazinin pek olmaması, olanların ordu, enerji ve özel işletmelere kiralanmışlığı ve evsizlerin yaşadığı büyük yerleşim bölgelerine uzakllığı ile alakalı bu gecekondulaşamama. Evsizlerin yaşadığı alanlardaki özel mülk kapsamındaki arazilere de gecekondu dikemezsiniz, dikmeye çalışırsanız da arazi sahibi tarafından oracıkta öldürülürsünüz, öldürene de bir şeycik olmaz. ABD'nin bir yere kadar 'özgün' büyüme ve imarlandırma politikası ile alakalı durumlar bunlar.

Bunun dışında evsizlik meselesi'ne dair gözlem ve çözümlemelerin, tıpkı ABD ile alakalı diğer gözlem ve analizler gibi, turist işi dar seyahat koridorlarından geçerken alelacele,içedoğuşçu,tümdengelimci, sezgisel yöntemlerle yapılmaması insaflı ve hakkaniyetli olur. ABD'li ve batılı 'aydın'ların Türkiye (ve benzeri çevre ülkeler, kültürler) hakkındaki benzeri çözümlemeleri ve gözlemlerini ne kadar yüzeysel bulup eleştiriyorsak, bu denli devasa bir yapıya ve birikime üstünkörü yakıştırma ve yaklaşımlara da o kadar eleştirel yaklaşmamız lazım.

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

adsiz arkadasim,
ikinci kisimdaki "ders"e tabii ki katiliyorum. ama benim yaptigim yasadigim yeri anlama cabamdan cikan ve cogu "sezgisel" olan gozlemlerimi aktarmak. amerika'nin derinlikli toplumsal analizi hem benim haddimi asar, hem zaten oyle bir metnin yeri burasi olmaz. bunlar sadece etrafina bakan bir adamin notlari.

ikincisi burada dikkat etmediginiz sey, benim yazdigim kisa metin gecekondu'nun en alt siniflar icin ne kadar onemli oldugu ve bunun uzantisinda hukuku delememenin nasil hukukluluktan daha fena olabilecegi hakkinda bir gozlem, amerika'da neden gecekondu yapilamadigi hakkinda bir analiz degil. neticede bu memlekette, garibanin kendisine uc gunde bir kulube yapamayacagini, bu hukuksuzlugun, mulke tecavuzun kabul edilemeyecegini siz de yazmissiniz, biliyorsunuz.

ucuncusu ben yasadigim sehirde etrafima baktigimda yiginla kamu arazisi goruyorum. ama turkiyeyle karsilastirdigimizda yarginizin dogru oldgunu saniyorum. bu konuda bir seyler onerirseniz okumak isterim. (sadece ciplak veri de gosterseniz makbule gecer).

ve dorduncusu bu cok zengin sehirde her kafami cevirdigimde bir umutsuz gariban gordugumu dillendirmek amerika'yi gecerken, turistik bir sekilde gozlemlemek falan degil; her gun sayisiz tekrarlanan ve hayatin burada ne kadar acimasiz olabildigini anlatan ciplak gercege taniklik etmek sadece.