22 Temmuz 2011 Cuma

Dostluğun şartı.

Ingeborg Bachmann'ı hiç okumayanlar da hep aynı sözü aktarıyor: "Faşizm iki kişi arasında başlar". Bu kolaycı entelektüel heyecana kızmıyorum, ayıp bir şey değil, cümlenin kuvveti etkiliyor insanları, hayata kuvvetle tekabül ediyor, meselelere açıklama getiriyor.

İki kişi arasında başlayan faşizmi tespit etmek, teşhir etmek, üzerine yürümek, iktidarsızlaşmayı göze almak bir hakikat arayışının tezahürleri olsa gerek. Bunlara "küçük burjuva hayatlarımızda" önem de veriyoruz zaten. Etraf kendi hayatında adalet arayan insanlarla dolu.

(küçük burjuva hayatlarımız derken alınan zevkin şeysi nedir acaba? kaynağı? özü?)

Şimdi bunu diyorum ama kendime çok da inanmıyorum. Dolu mu hakikaten etraf? Adalet arıyorum, dudağımın ucunda sigara taşıyorum, buğulu bakıyorum. Hakikatin artizlik nesnesi olmasını seviyorum. Daha çok olan bu değil mi?

Neyse, Murat Uyurkulak'ın röportajın birinde dediği gibi "adalet merhametten önemli". Ama daha önemlisi kendi hayatlarında adalet arayan insanların sıfır politikliği. Hadi onu da geçtim çok politik olan insanların kişisel hayattaki hiyerarşi merakına ne demeli?

Peh.

3 yorum:

Komik Oyunlar dedi ki...

nerde eski dostlar güzel yazı kardeş..

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

güzel atlara binip gitmişler valla.

ligea dedi ki...

bachmann solgunluğu.
küçük burcuvalara yakışır (mı).