31 Ekim 2011 Pazartesi

Bir ahlaki kusur olarak mutsuzluk.

"Günümüz ideolojik ikliminde başımıza gelen bütün korkunç şeyleri son kertede olumlu bir şey olarak - mesela gelecekteki hayatımızda meyve verecek değerli bir deneyim olarak- algılamak bir mecburiyet olup çıkmıştır. Olumsuzluk, eksiklik, tatminsizlik, mutsuzluk daha fazla ahlaki kusurlar olarak, daha da beteri tam da varlığımız veya çıplak hayat düzeyindeki bir bozulma olarak görülmektedir. Biyo-ahlak olarak adlandırabileceğimiz şeyin (ve de duygu ve heyecanlara dayalı bir ahlakın) çarpıcı bir yükselişi söz konusudur ki bu da şu temel aksiyomu savunan bir ahlaktır: Kendini iyi hisseden (ve mutlu olan) kişi iyi bir kişidir; kendini kötü hisseden kişi de kötü bir kişi. Günümüzdeki ideolojik mutluluk retoriğine özgül rengini veren şey de dolaysız hisler / duyumlar ile ahlaki değer arasındaki bu kısa devredir."


On ikiden vurmamış mı? Yeni çevrildi daha, Alenka Zupancic'in kitabı kafa topluyor.

(Komedi: Sonsuzun Fiziği. Çev. Tuncay Birkan. Metis.)

Hiç yorum yok: