30 Mart 2010 Salı

Kosmos bir dua gibiydi.

Filmi bu kadar beğenmemde ciddi bir etkenin uykusuzluğum olduğunu düşünüyorum. Hakikaten sarhoş gibiydim seyrederken. Bedenim aşırı yorgundu, lakin zihnim saçma bir enerjiyle oradan oraya uçup kaçıyordu. Vecd halinin kıyısındaydım zaten, Kosmos dua gibi geldi.

Reha Erdem'in neredeyse bütün filmleri belli görüntü ve seslerin tekrarı üzerine kuruluyor. Beş Vakit'te çocukların çimlere uzanması, Hayat Var'da küçük kızın kazı tekmelemesi aklıma geliyor şimdi hemen. Defalarca yinelenen benzer sahneler. Sahnelerle eşleşen yoğun bir ses kombinasyonu (müzik demiyorum) görüntüyü kuvvetlendiriyor. Neticede Reha bey imgelerden bir ritim örüyor önce, sonra imgelerin aralarına hikâyeyi serpiştiriyor.

Aynı şeyi Kosmos'ta da yapıyor. Ama sanırım en çok bu filme uymuş söz konusu yapı. Zira Kosmos düzen demek, yapı demek, poetika demek. Erdem'in ördüğü ritim kosmos'a cisim veriyor, onu somutluyor, görünür kılıyor. Dokunacağımızı sanıyoruz.

Ama işte en güzeli araya serpiştirilmiş hikâyeye kulak verdiğimizde yapı tuz buz oluyor. Ritimde bulduğumuz düzen anlama yansımıyor. İyiyle kötü şeytanla melek ölümle yaşam arasında kayboluyoruz. Erdem bizi masumiyetin şeytanlıkla karıştığı yere götürüyor. Titreyip kalıyoruz. İşte söz ettiğim ritim o an tastamam bir duaya dönüşüyor. Metafizik çıkmazda bu ritme tutunuyoruz.

Ve o an tüm alem şatafatıyla bir körlük içinden çıkıp bize geliyor. Hayvanların nefes alış verişini, yaşayıp ölüşünü, gözlerindeki masumiyeti ve bilmezliği ciğerimize sokuyor Reha Bey. Ölüme giden hayvanların gözlerine bakıyoruz.

İşte o an dua trajediye dönüşüyor.

3 yorum:

seyyarat dedi ki...

Benim Kosmos'u düşününce tekrar gözümün önüne en çok gelen sahne ilginçtir ki kesilmek üzere olan hayvanlar olmadı. Hatta sen bahsedince de şimdi kazları hatırladım yazının başında. Beş Vakit'te de vardı bir kaz sahnesi belki ondan belki benim için kazların ifade ettiklerinden.

Ben soranlara film hakkında bir şey söyleyemedim bile. Karışınca duygularım üçten fazla olunca mesela konuşamıyorum. Dua gibi söylenecek en iyi şey olabilir evet.

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

yoğundu çok seyyarat, zor hakikaten üzerine konuşması. bu bence en ele gelmez filmi olmuş reha erdem'in, ama iyi de olmuş. garip ama filmde derinden derine bir david lynch tadı da vardı.

Adsız dedi ki...

çok akılda kalıcı.şahane.sinemada şiir imge resim ses hepsi ama bence olmazsa olmazı kar ve ıssızlık dı