4 Eylül 2011 Pazar

Dedemin buzdolabı.

("Dedemin buzdolabı" ibaresi fena halde Orhan Pamuk tınlasa da, öyle derin öyle hüzünlü öyle saudade haller yok bu dolapta.)

Dedem askerliğini yaparken, memleketlerine hasret okuma yazma bilmez erlere üç kuruşa içli mektuplar yazıp para biriktirmiş. Sonra memlekete dönüp biriktirdiği paralarla minik bir kitapçı açmış. Gel zaman git zaman kitapçıda işler tıkırına girmiş. Sonradan memleketin üniversitesinde profesör olacak zatı muhteremler entelektüel kariyerlerine dedemin kitapçısında çıraklık ederek başlamışlar. Heyhat.

Dedemin tıkır fıkır durumu büyüklerin dikkatinden kaçmayınca anneannem ortaya çıkmış. Plan program yapılmış.

Gelin görün ki masaların üzerinden inmeyen neşe küpü genç kız dedemi ilk defa düğünde görmüş. Hem suratsız bir adammış hem de çirkin. Vah kaderim demiş.

Ama dedem aslında iyi adammış. Kitapçıdan kazandıklarıyla anneanneme o devirde fena halde lüks sayılan kocaman bir buzdolabı almış. Şöyle kolu upuzun, kapısını açması kuyudan su çekiyorsun hissi verenlerden. Anneannem o zaman kaderine vah etmekten caymış.

Dört tane çocukları olmuş. Yaramaz mı yaramaz. Ama gün geçtikçe mutluluk büyümüş. Kitaplar gazeteler satılmış, buzdolabı dolmuş.

Seneler geçip çocuklar büyüdüğünde dedem Hürriyet gazetesine ilan vermiş. İlanda, "Sayın Arçelik buzdolabı, seni yıllardır kullanıyoruz, dört tane afacan çocuğumuz oldu, bir an durmadılar kapını aşındırıp durdular, habire açıp kapadılar, ama bir gün olsun bana mısın demedin, durup iki dakka dinlenmeye bile niyet etmedin. Sana canı gönülden teşekkür ederiz" mealinde şeyler söylüyormuş.

Şimdi ben bu hikâyeyi duyunca içim pır pır etti. Oradaki güzel aileyi bu ilanda gördüm, hem de çok ince gördüm.

Ne güzel mutluluğunu salt kendinden bilmeyip eşyaya yayanlara, ne mutlu şükrü-teşekkürü küçük eşyadan, varlığın en ruhsuz hallerinden sakınmayanlara.

4 yorum:

Min'el Lâ dedi ki...

ne mutlu gören göze,bilen gönüle, sezen akla...denk gelmeye

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

eyvallah...

aglea dedi ki...

bir hikâye ancak bu kadar güzel olabilir... hissedip anlatan sağolsun.

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

o zaman bir eyvallah da size aglea :)