3 Ağustos 2008 Pazar

Uzun dinlenmelerin ardından...

Bazı zamanlar, genelde uzun dinlenmelerin ardından, kendimi sürekli düşünmeye verdiğim bir dünya arzuluyorum. Zihnimin hiç durmadan çalıştığı, bir anı bile boş geçmeyen, insanları duymadığım, dışarıyı hissetmediğim bir kapalılık istiyorum. Sanki böyle olunca uzun zamandır bulamadığım bir şeyi bulacakmışım, anlayamadığımı anlayacakmışım, zihnimi sonsuz karmaşıklığından kurtaracakmışım gibi geliyor.

İnsan düşünerek bulutsuz havaya, berrak denize, geniş ovaya çıkar mı? İnsan düşünerek Raskolnikov ile Sonya'nın hapishanenin bahçesinden sonsuz düzlüğe baktıkları gibi, her şey aydınlanmış gibi, İsa Meryem'ini bulmuş gibi bakar mı?

Ne olursa olsun, düşünerek bulmaya ümit bağlamak güzel.

Evliliğe ümit bağlamaktan, paraya ümit bağlamaktan, sigortaya ümit bağlamaktan güzel en azından.

Tanrım düşünceme bir salıncak.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

uzun kederlenmelerin,yalnızlığın bir odada sıkıştığı zamanlarda baudelaire'in "ben nerede değilsem orada iyi olacakmışım gibi gelir" cümlesini tekrar eder dururum.senin cümlelerin de bana bunu hatırlattı.üstüne bir de ferahlattı.

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

baudelaire'den alıntıladığın mısra çok çok güzel niyobe. hakikaten öyle bir durum var; bazen insan kendine ait ne varsa atıp kurtulmak istiyor. lakin ferahlık nasıl gelir bir türlü öğrenemiyor insan; yaş attıkça boğanlar da ferahlatanlar da değiştiğinden herhalde.