29 Eylül 2011 Perşembe

Muhafazakâr kurtarıcılar şaka mı yapıyor?

Dün gazetelerde vardı, yeni istatistikler açıklanmış, Türkiye'de aile çöküyormuş. Boşanma oranları hızla artıyor, evlilik süreleri kısalıyor, gençlerin evlilik eğilimi azalıyormuş. Hemen yeni önlemler alınmalıymış, canımız özümüz aile kurtarılmalıymış.

Bunu okuyunca aklıma Diyanet'in "Merhamet Eğitimi" bilboardları geldi. Merhametsiz bir dünyaya karşı merhameti ve Hz. Muhammed'in merhamet anlayışını anlatmak için hazırlanmış reklamlar, ilanlar, klipler vs..

Şimdi bu ruh halini anlamaya çalışıyorum. Yahu hiç dönüp demiyorlar mı, biz Amerikan tarzı piyasa ekonomisine bayılıyoruz, onun arzu sistemini tereddütsüz içimize çekiyoruz, onu burada yeniden var etmek için elimizden ne gelirse yapıyoruz; sonra insanlar bu yaşamın içinde tekil ekonomik aktörler oluyorlar (yani bireyselleşiyor, yalnızlaşıyorlar) ve en sonunda oturup ağlıyoruz "aile çöktü, merhamet kalmadı" diye. Bu işte bir yanlışlık olmalı di mi?

Görmek istenmiyor ki bu muhafazakâr yeniden düzenleme tepkileri-arayışları ve daha önemlisi bu tepkiler için hayatımızda hâlâ yer olması sistemin dönüşümünü kolaylaştırıyor, meşrulaştırıyor. Dünya merhametsiz mi eğitimini veririz, millet şakır şakır boşanıyor mu hemen Aile Bakanlığımız STK'ları toplar bidi bidi bidi vir vir vir.

Sonra gelsin mortgage'lar, Ağaoğlu siteleri, kredi borçları, kart batıkları.

A hey hey hey.

2 yorum:

Faruk Ahmet dedi ki...

Zamaaanında postaladığım bir video vardı son ekonomik krizle ilgili: http://farukahmet.blogspot.com/2008/10/aptallar-iin-kapitalizm.html Orada Rick Wolff da aynı şeyden bahsediyordu işte: Amerikan sağının, destekledikleri ekonomik politikalar ve kültür aracılığıyla, tam da -guya- korumaya çalıştıkları aile kurumunu nasıl parçaladıklarını, sonra bu durumdan şikayet edip, genelde de bunun suçlusu olarak liberal değerleri gösterip, daha da yıpratıcı politikalara geçmek için malzeme olarak kullandıklarını, bunun da aileyi daha da çok parçaladığını... vs vs, bu kısır döngüyü anlatıyordu.

Diyanet'e ise hiç girmeyelim! Çünkü onları suçlayamıyorum da: zîra bu fıtratlarına aykırı, zîra sonuçta bir kurum, bir devlet kurumu, onlar, ve öyle bir kurumlar ki, oynadıkları rolün farkında olsalar ve temsil ettiklerini düşündükleri şeyi (din) gerçekten tanısalar, zaten kendi kendilerini feshetmeleri gerekir.

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

Döngü dönmekte yani. İşin en güzeli bu argümanlara gönül verip, gazetelerin tv'lerin gazında politik enerjiyle dolan sözde failler. (ne güzel hakaret ettim :))

amerika'da kızlarının erken cinsel ilişkiye girmesini istemeyen aileler, kızlarıyla bir yemin partisi gibisinden bir şeyler düzenliyormuş. kız partide babasına söz veriyor, ilk kocamla olacak o iş diye. bush hükümeti 200 milyon dolar destek vermişti bunların düzenlenmesi için. hani esasında bir halt olacağı yok. ama hissiyat ama bakın değerlerimizi koruyoruz hissiyatı. e tabii atı alan dereyi çoktan geçmiş, kapitalizm durmaz akar.