5 Ocak 2009 Pazartesi

Öfke

Günlerdir Gazze'de olan biteni seyrediyoruz. Çok insanın vicdanı acıyor, çok insan bu işin nereye gideceğini bilmiyor. Kim demişti hatırlamıyorum "dramatik, yerde yatan ölüye atılan tekmedir" diye; ama işte olanlar bana fazlasıyla dramatik geliyor. Sanki iri kıyım bir herif, güçsüz, kendisine karşı gelemeyecek bir çocuğun göz göre göre kolunu kırıyor (Geçen sene Nevruz gösterileri sırasında polisin küçük bir çocuğa reva gördüğü adalet).

Ama öfkelenmeyenler de var. Dramatik bulmayanlar. Normal bulanlar. Olanları bir karşılık olarak görenler. Daha demin korkunç dahimiz Lubos'un şu yazısı sabahın dördünde kanımı dondurdu:

http://motls.blogspot.com/2009/01/czech-eu-presidency-israel-is-defending.html

İsrail teröristlere karşı kendini savunuyor, arada da birkaç sivil ölcek tabii, olacak o kadar diyor.

Okuyup can sıkıntısıyla kapattım bilgisayarı. Yatağa girdim. Ama uyuyamadım.

İçim korkunç bir öfkeyle kavruldu. Yok İsrail'e ya da Lubos'a karşı değil. Hamas'ın şu aptal hiçbir halta yaramaz roketlerine, bu aptal roketleri aptalca oraya buraya savurma ısrarına, savunma adı altında yapılan bu büyük dangalaklığa karşı.

Buna savaş mı diyorsunuz, al sana savaş işte. Zaten yokluktan kırılan bir şehrin ağzını burnunu dağıttılar. Hesap mı soracak şimdi direnişin şanlı Kassam'ları?

Bilmiyorum doğru bir öfke mi bu. (Öfkenin doğrusu olur mu gerçi?). Ama bu çaresizliğin, bu dramatikliğin tüm sebepleri insanın karnını ağrıtıyor işte.

Hiç yorum yok: