29 Ocak 2009 Perşembe

Bu memleket bizim

İki gündür Taraf gazetesinde eski bir Jitem'cinin anıları yayınlanıyor. Belli ki Pandora'nın kutusu ağzına kadar açıldı. Bu memlekette çok değil on beş sene evvel bu anlatılanların yapılabilmesi, üstüne bunların kimseye duyurulmadan, yargılama yolu bir şekilde kapatılarak, büyük bir kayıtsızlık ortamı yaratılarak yapılabilmesi bizim memleketin hali hakkında çok şey söylüyor.

Düşünün bu kadar büyük bir körlüğü yaratabilmek nasıl bir başarıdır? Yüzlerce insan ortadan kaybolurken, cinayetler, faili meçhullar gırla giderken mazlumların sesini neredeyse tamamıyla duyulmaz kılmak; koca bir toplumu olana biten tüm vahşete karşı sağırlaştırmak, hatta vicdansızlaştırmak nasıl bir başarıdır?

İki gün evvel Gazze operasyonu hakkında İsrail vatandaşlarıyla röportaj yapılıyordu tv'de. Genel olarak diyorlar ki, "iyi bir operasyon oldu ama yetersiz. Biraz daha sürmeliydi. Hamas'ın bitirildiğine inanmıyorum". Bunu diyenler tatlı teyzeler, güzel genç kızlar, sevimli oğlanlar. Tabii buradan bakınca deli oluyor çoğumuz. Öfkeyle soruyoruz: "Yahu, yanıbaşınızda, kuş uçumu mesafede 1300 kişi öldü iki haftada, nasıl bir soğukkanlılıktır bu? Hiç mi sızlamıyor vicdanınız?".

Oysa işte yanıbaşımızda binlerce faili meçhul. Yanıbaşımızda terörle savaş adına dipsiz bir hukuksuzluk.

Ey Türkiye hiç mi sızlamıyor vicdanın?


Röportajın ikinci bölümü için:
http://www.taraf.com.tr/makale/3748.htm

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Röportaj toplam üç bölüm sürdü. Aslında konu Aygan itiraflarını kitaplaştırdığı zaman muhalif basında yer bulmuş, ama tabii etkisi çok küçük bir alanda hissedilmiş. Konuyla ilgili ben de bir şeyler yazmaya başladım ama herhalde anca Pazar günü gönderebilecceğim bloga.

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

Evet, önceden yayınlanmış da, bizim kulağa ancak geliyor tabii :) Neyse, hiç gelmemesinden iyidir.
Yazını merakla bekliyorum.