27 Ocak 2009 Salı

Kadın korkusu

Hepimizin malumudur, bu topraklarda herhangi bir bozulmadan, yozlaşmadan ve bunun gibi bilumum hallerden söz edilecekse kadınlara başrol verilir. Kadın bedeninin, kadın kıyafetinin, kadın tavrının değişimi yozlaşmanın, toplumu kaplayan bedbahtlığın açık bir işareti gibi yorumlanır. "İrkekk"imiz değişimden fena halde tırsmakta, bu tırsma hali iç dünyasına kadınını kaybetme korkusu olarak yansımaktadır. Kadının özgürleşmesini her şeyi mahvedecek bir tür terörizm gibi algılar, asayişi tekrar berkemâl etmek için tüm kuvvetiyle gürler. Ayşe Saraçgil'in Bukalemun Erkek kitabını okurken bu durumun hem çok erken hem çok eğlenceli bir örneğine rastladım.

Saatler daha 1750 yılını gösterirken Şem'danı-zâde Süleyman Efendi, Lale Devri'nin sonunun gelişini anlatırken şöyle diyor:

"(...) İyi ailelere mensup genç kız ve kadınlar salıncaklara binerken güçlü kuvvetli gençlerin kendilerini kucaklarına almalarına izin veriyorlar ... ve neşeli şarkılar söyleyerek salıncaklarda uçarken iç çamaşırlarının görünmesine aldırmıyorlar. Bu kuş beyinli kadınlar, kimi kocalarının izniyle, kimi izin almadan, kendilerini bu zevkelere kaptırıyor; insan haklarındandır diyerek parkalara eğlenmeye gidiyor ve kocalarını boşanmakla tehdit edip onlardan zorla para talep ediyorlar. Hiçbir mahallede beşten fazla namuslu kadın kalmadı. Zevcelerin, yiyecek ve giyeceklerin her zamanki nizamı yoldan çıktı".
(Ayşe Saraçgil, Bukalemun Erkek, (İletişim yayınları) s. 47)

Süleyman Efendi bu beş rakamını nasıl belirledi acaba!

3 yorum:

ligea dedi ki...

bu kitabı ben de sevdim. okuyan az insana rastladım diğer yandan..5 uğurlu sayısı belli ki kendisinin.

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

evet ben de farkına varmamıştım geçen haftaya kadar bu kitabın. pek konuşulmadı da galiba hakkında.

burada abinin rakam vermesi bana kendi hakikatine duyduğu güvenin bir simgesi gibi görünüyor. ya da daha doğrusu kendi hakikat bilgisinin keskinliğine duyduğu güvenin. e bu kadar güvenle de böyle hoyrat olunur tabii.

Adsız dedi ki...

Giysi vücuda şekil verir. Bu vücut giysiye şekil versin durumuna düşerse kadın da gözden düşer. İnsanlık, gözde kalmaktır, gözbebeği küçük de olsa büyük de olsa, görünmese de göz kapaklarından, göze şeklini veren kirpiklerdir hem de yaşlar düşer altlarından.

Nora Angelova