1 Temmuz 2008 Salı

Bir arkadaş..

Muazzam bir tarafı varsa bu arkadaşımın, yavaşlığıdır. Muazzam bir yavaşlık, muhteşem bir tereddüt.
Yok hayır, tereddüt falan yok arkadaşımda. Bezemeye gerek yok. Onda olan yavaşlığın ta kendisi. Ama öyle olgun bir yavaşlık falan değil. (O ne demek ola?) Yani mesela düşünmekten yapılma bir durgunlaşma değil. Bedenin normalden çok daha yavaş işlemesi. Durmaya yatkınlık. Ebedi ve ezeli bir kalma arzusu.
Ama üzerinde durmak istediğim bu değil. Burada sözün dizine yatırılacak bir şey varsa o arkadaşımın yavaşlığının beni nasıl çileden çıkardığıdır.
Arkadaşının yavaşlığına dayanamayan ben neye dayanabilirim ki?
Neye bağrımı açabilirim, ne için fedada bulunabilir, nasıl sevebilirim?
Ki?
(Yağmur yağmamazlık edemez. Taş düşmemezlik.)

Hiç yorum yok: