14 Temmuz 2008 Pazartesi

One Night Stand Kadini Bloglarsa...

Yahu ben bu blog işine bir türlü yoluna koyamadığım romancılık mesleğinde bana yol açar, kolaylık sağlar diye girdim. Hani yazarım iki kişi okur, bir şey söyler, heyecanlanırım, kızarım, dönüp kendime bakarım en nihayetinde romanı sobelerim diye düşündüm. Gel gör ki blog blog gezinmekten, nöbetçi röntgencilikten romanı nerdeyse unutacağım.

Lakin alem çekici. Birkaç gündür memleketimin takma isimli özgür kadınlarının bloglarına takılıyorum. Arzular şelale dünyasının güzel insanları herifleri nasıl kepçelediklerini, aynı anda üç herifi nasıl becerdiklerini, şiddetli seksten sonra nasıl ağladıklarını falan yazıyorlar. Bunlar içinde güzel dille yazılmış, şenlikli metinler var. Mesela Pucca'nın Günlüğü çok zeki bir kadın tarafından yazılıyor. Pucca, hem çekinmeden anlatıyor; hem kendine bakıyor, kendinin eğriliklerini anlamaya çalışıyor. Sakınımsız olduğu kadar dürüst de yani. Ne denir?

Fekat bu işin suyun çıkarmış, pek dangalak arkadaşlar da var. Gündüz işe gidip, beyaz yakalarını birbirlerine sürtüyorlar; sonra da akşam ne hoş tıkırdattıklarını, heriflerinin kıl dünyasını, zihinlerinin dick-ler alemini yazıyorlar. Ne mizah, ne dönüp kendine bakmak var; oh ona da verdim, lakin buna nasıl da vermedim ekseninde geziniyorlar.

Devrin arzu halleri pek hoş tabii. Ya aniden kuvvetle arzulayıp çabucak bırakıyoruz ya da başka türlü hastalanıp kendimize saplantılar ediniyoruz. Arasını bulmak kolay değil. Blog-okur toplumu bu arzu mekaniğine maruz kalan bir grup tabii ki. Her noktada acil ve yeni bir tatmin arıyor. Tatmin dolaysızlaştıkça giderek daha çok cinsellikten beslenmeye başlıyor. Sonunda aç erkekler toplumu gidip ona da verecem buna da verecem blogları okuyor. Yazar insan ne kadar basit ne kadar direk olursa o kadar kolay hedefe ulaşıyor.

Tabii bu blogların kadınlar tarafından yazılması üzerinde de düşünmek lazım. Erkeğin cinsel maceralarını hikâye etmesi herkesin bildiği bir durum zaten. Kadın anlatınca faaantazi boyutu daha da artıyor.

Sonuçta yine özgürlük meselesine geliyoruz. "Ayıp" şeyler kimliksiz insanlarca söylenince gerçekten söylenmiş oluyor mu? Yoksa bir şeylerin söylenmesi kimsenin umurunda değil mi? Dangalak beyaz yaka gacıların dick-lenme maceralarını okuyarak dick-imizi sıvazlayıp gezmekten mi ibaret bütün olan?

Tanrım sana bir salıncak.

2 yorum:

PuCCa dedi ki...

aaa bana zeki demişsin ben seni öperimm.. uzun zamandır iltifat almamıştım heycan yaptım :PpP
ama one night stand kadını değilim huh! yoldan geçen her erkeği simokinle gören genç bi kızım :PpP

Mehmet Hayri Zan dedi ki...

evet başlıkla örnek uyuşmamış pek.
fekat keşke bütün kızlarımız senin gibi olsa, smokin, etek döpiyes falan derken ne de güzel yaşardık :)
neticede, zekiye zeki demek ayıp değil. sevelim, sevilelim, blogosfer kimseye kalmaz!